Halk arasında tiroit yüksekliği olarak da ifade edilen bu durum hastada tiroit hormonlarının aşırı yükselmesine sebep olarak olağan dışı bir tablo ortaya çıkartır. Klinik olarak kalp çarpıntısı yani taşikardi aşırı terleme çabuk sinirlenme ve heyecanlanma saç dökülmesi ve cildin sürekli nemli gözükmesi başlıca belirtiler olarak sayılabilir. Bunun yanında zaman zaman ishal görülebilir.

Ancak en önemli bulgulardan bir tanesi hastanın iştahının açık olmasına rağmen kilo vermesidir. Bu durum zamanla ortaya çıkar ve zayıflama belirgin bir hale gelir. Kişi bu durumun farkındadır ve durumdan son derece rahatsızdır. Geceleri çarpıntıyla uyanma ve sürekli kendini yorgun hissetme durumu hastayı hekime kadar götürür. Uzun vadede göz bulguları da ortaya çıkar.

Hipertiroidi nedir?

Tiroit bezinin çok fazla çalışmasından doğan klinik duruma hipertiroidi denir. Literatürde zehirli guatır (graves hastalığı) olarak da geçen hipertiroiti çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.

Orbita arkasında biriken bazı maddelerin (mukopolisakkarit) gözleri dışarı doğru itmesi sonucunda gözlerin dışa doğru fırlamış görüntüsü (ekzoftalmi) hastanın çevresi tarafından bile fark edilmeye başlanır ve zamanla görme bozuklukları ortaya çıkar. Optik sinirin baskı altında kalmasıyla çift görme ve uzun vadede kalıcı görme bozukluklarıyla sonuçlanabilir. Hastalık zamanında tedavi edilmediği taktirde bir çok komplikasyon ve organ problemleri ortaya çıkabilmektedir.

Bu nedenle aşırı troid yüksekliğinin mutlaka zamanında ve doğru tedavi edilmesi hayati bir önem taşır. Genellikle otoimmün bir hastalık olarak başlar ve tiroide karşı bazı antikorlar gelişir. Hipertiroidiyi neyin tetiklediği henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak stres sigara yorgunluk ve bazı kimyasalların bu otoimmün olayı başlatabileceği varsayılmaktadır.

Subklinik ve Klinik Tiroit

Hipertiroidi neden oluşur?

Hipertiroidi başlangıcının nasıl oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Tiroid yüksekliği ile giden hastalıkların neler olduğuna baktığımız zaman karşımıza; Graves hastalığı Plummer hastalığı (toksik multinodüler guatr) ve hiperaktif adenomlar çıkmaktadır. Bütün bu hastalıkların hipertiroidizm ile sonuçlandığını biliyoruz. Ancak bunları neyin başlattığını veya tetiklediğini tam olarak bilmiyoruz.

Otoimmün bir hastalık olan Graves hastalığında (zehirli guatr) antikorları yükselten olayın kimyasallar stres sigara bazı gıdalar veya bilinmeyen mutasyonlardan kaynaklı olabileceği öngörülmektedir. Tiroit içerisinde çok sayıda nodül bulunan ve aynı zamanda aşırı tiroit yüksekliği ile seyreden Plummer hastalığında ise nodüllerin bazılarının aşırı hormon salgıladığı gösterilmiş ancak nodül dışındaki tiroit parankim dokusunun da aşırı hormon salgılayabildiği ortaya konmuştur.

Tiroitde tek bir Adenom kitlesinin de hipertiroidiye yol açabilecek şekilde aşırı troid hormonu salgılayabildiği (T3 ve T4 hormonu) bilinmektedir. Bu nodüllerin zaman içinde otonomi kazanarak kendi kendilerine hormon salgılayabildikleri bilinen bir gerçektir. Yani zehirli guatrda ve troid hormon yüksekliği yaratan hastalıklarda bu durumu neyin tetiklediği bilinmemekle birlikte çeşitli faktörler suçlanmaktadır. Otoimmün tiroiditlerde başlangıçta aşırı troid yüksekliği görülmesine rağmen bir süre sonra hipotiroidi gelişebilmektedir. . Yani hastalık haşimato tiroiditine dönüşebilmektedir. Bu dönüşümü hastayı yakından takip ederek belirlemek ve tedaviyi ona göre yönlendirmek büyük önem taşır.

Subklinik ve klinik tiroid nedir?

Subklinik hipotiroidi t3 ve t4 hormonlarının normal tsh nın yüksek oluşudur. Bu durum endokrin kitaplarında subklinik hipotiroidi olarak tanımlanır. Ancak kitaplardaki bu bilgi hipofizden salgılanan tsh nın tiroit hormonlarını azaltacağı varsayımına dayanır. Yani zaman içerisinde tiroit hormonlarının düşeceği varsayımıyla hipofizdeki TSH’nin yükseldiği ve bunun önlem olarak ortaya çıktığı savunulur. Ancak her zaman bu böyle olamamaktadır yani her zaman TSH yükseldiği için tiroit hormonlarının düşeceği kesin değildir. Bu nedenle subklinik hipotiroidi terimi şu anda tartışmalı bir terim olarak kalmıştır.

Üstelik kronik oto immün tiroidit (Hashimoto) gelişmesi halinde tsh ile tiroit hormonları arasındaki iletişim ortadan kalktığı için hormonlar seviye olarak düşmeyebilir. Klinik hipotirodide ise ortaya çıkmış olan hormon düzeyi düşüklüğü vardır. Yani özellikle T3 Seviyesinin düşmesi ile birlikte bir klinik tablonun ortaya çıkışıdır. Bu klinik tablo içerisinde halsizlik yorgunluk uyku hali ciltte kuruluk saçlarda dökülme ve kalp atışlarının yavaşlaması ile kollarda bacaklarda mix ödem ortaya çıkabilir. Bu bir klinik sonuçtur yani klinik hipotiroididir.

Hipertiroidi krizi

Tiroit yüksekliği belirtileri

Hipertiroidizmin en önemli belirtileri çarpıntı (yani kalp hızının dakikada 90 ve üzerinde oluşu) sürekli bir terleme titreme ve heyecanlı olma hali bulunması iştahın fazla olmasına rağmen sürekli kilo verilmesi cildin sürekli nemli oluşu saçların dökülmesi ve gözlerde dışa doğru çıkma ve görme ile ilgili sorunların başlamasıdır. Bütün bunların bir arada olması gerekmez. Ancak bu belirti ve bulgulardan bir veya birkaçının bulunması hastada bir aşırı troid yüksekliği yani hipertiroidiyi akla getirir.

Aşırı tiroit yüksekliği bulunan kişiler sürekli hareket halindedir. Bir yerde çok fazla oturamazlar ve tedirginlik kuşku veya huzursuzluk gibi bazı psikosomatik belirtiler de gösterirler. Bu nedenle tiroid yüksekliği bulunan hastalar psikiyatri kliniklerine de başvurabilirler. Bu durumda olan kişilerde mutlaka tiroit hormon düzeylerine baktırmak kontrol açısından önem arz eder.

Yüksek tiroidin zararları

Yüksek troid hormon seviyeleri yani hipertiroidi bir çok organı etkiler. Klinik belirtileri yanında kalp ve böbrek gibi organlarda zamanla problemler yaratabilir. Bunun yanında optik sinire bası yaparak göz sinirlerini etkileyip görmede problemlere yol açabilir. Zamanla meydana gelen zayıflamalar ve kilo kayıpları nedeniyle bağışıklık sisteminde eksiklik yaratabilir. Eğer tedavi edilmezse yüksek tiroit seviyeleri ve aşırı troid yüksekliği sürekli çarpıntı ve kalbin hızlı çalışması nedeniyle kalp yetmezlikleri ile sonuçlanabilir. Hipertiroidi gözlerde dışa doğru itilme ve göz sinirlerinde problemler yaratabilir. Bağışıklık sisteminde zayıflama meydana gelebilir. Zamanla psikosomatik bozukluklar oluşturarak hastada bir çok istenmeyen sonuca yol açabilmektedir.

Hipertiroidi Krizi nedir?

Tiroid krizi ya da diğer bir deyimle hipertiroit krizi tiroit yüksekliği olan bir kişinin bu durumu bilinmeksizin yapılan cerrahi müdahalelerden ya da oluşan hastalıklardan dolayı ortaya çıkan bir durumdur. Hipertiroidi olduğu bilinmeyen bir kişi herhangi bir ameliyat sırasında ya da anesteziye bağlı olarak hipertiroid krizine girebilir. Bu kriz kendini yüksek vücut ısı artışı, hipertermi kalp atım hızının çok yükselmesi (taşikardi) ve hızlı bir şekilde kalp yetmezliğine kadar götüren ve ölümcül olabilen bir tablo ile belli eder.

Tiroit krizi (hipertiroidi krizini) nin ameliyat sırasında ve anestezi altında fark edilmesi oldukça zordur. Anestezi uzmanının durumu farkettiği anda hızlı bir şekilde tedaviye başlaması gerekir. Aksi halde bu tablo ölümcül bir hal alabilmektedir. Kalp atım hızı dakikada 200 ün üzerine vücut ısısı 41 ila 42 derece santigratların üzerine çıkarak beyinsel fonksiyonlarda problemlerle birlikte dolaşım problemlerine yol açar. ortaya Bütün bu nedenlerden dolayı herhangi bir cerrahi müdahale ya da ameliyat yapılacak kişilerde tiroit hormon düzeylerinin mutlaka belirlenmesi gerekir. Rutin olarak T3 T4 ve TSH düzeylerine bakılmalıdır. Herhangi bir troid hormon yüksekliği belirlenmesi durumunda Hipertiroidinin süratle düzeltilmesi ve cerrahi müdahalenin ertelenmesi gerekir. Özet olarak, hipertiroidi krizi (troid krizi) yüksek hormon düzeyi bulunan hipertiroit hastalarında bu durumun fark edilmemesi sonucu gelişen ve özellikle bazı cerrahi müdahalelerde ve ağır hastalıklarda ortaya çıkan bir tablodur. Bu tablo ölümcül olabileceğinden hastaların herhangi bir müdahale öncesi mutlaka tiroid hormon seviyelerine bakılması şarttır.

Hipertiroidi hastaları nasıl beslenmeli?

Tiroit yüksekliği bulunan hastalarda beslenmede ciddi bir farklılık getirilmesine gerek yoktur. Hipertiroidi veya zehirli guatr olarak geçen olayda tiroit hormonlarını aktive edecek gıdaların ancak çok yüksek oranda alınması halinde hastalığı tetikleyebileceği bildirilmektedir. Bu da günde 4-5 kg lahana yemek gibi hayatla bağdaşmayacak miktarlardır. Bu nedenle aşırı troid yüksekliği veya hipertiroitte özel bir diyete gerek görülmemektedir. Bugüne kadar hipertiroidide tedaviye ilave olarak herhangi bir diyet uygulamanın hastalık üzerine olumlu etkisinin bulunduğu gösterilememiştir.

Hipertiroidinin günlük hayata etkileri nelerdir?

Tiroit yüksekliğinin günlük hayata önemli etkileri olabilmektedir. Hipertiroidide; hastalarda aşırı bir terleme bazen titreme kalbin aşırı bir şekilde hızlı atması ve bazı psikosomatik bozukluklar gelişebilmektedir. Bunun sonucunda günlük hayat içerisinde kendi işini yaparken konsantrasyon bozuklukları çabuk sinirlenmeler çabuk heyecanlanmalar o kişinin iletişim ve iş yapma gücünü olumsuz yönde etkileyebilir. Kalbin sürekli olarak hızlı çarpması yani taşikardi oluşması kişinin çabuk yorulmasına ve işini gücünü yaparken bunu tam olarak yapamamasına yol açabilir. Ayrıca biz hipertiroit (zehirli guatr) hastalarında normal beslenmesine rağmen aşırı zayıflama olabildiğini ve bağışıklık sisteminin olumsuz etkilenebildiğini de biliyoruz. Bu aşırı zayıflamanın iş gücünü olumsuz etkileyebileceği bir gerçektir.

Tiroid yüksekliği bulunan hastalar eğer yeterli tedavi göremiyorsa psikolojik durumları bozulabilir bu da aile ve iş yaşamlarına olumsuzluk olarak yansır. Bu hastaların zaman zaman psikiyatrik kliniklerine başvurduklarını ve Antipsikotik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışıldıklarını görebiliyoruz. Ancak bir psikiyatri kliniğinde her şeyden önce kan tablosunun kontrol edilmesi ve hastaların ondan sonra psikiyatriye kabul edilmesi en önemli konulardan biridir. Bunlarda eğer tiroit hormonlarında yükseklik varsa öncelikle bunun tedavisi ve hipertroidi tedavisinden sonra hastaların psikiyatrik yönden kontrol edilmesi tercih edilmelidir. Özet olarak şunu söyleyebiliriz ki hipertiroidi ya da aşırı tiroit yüksekliği insanların günlük hayatını olumsuz yönde etkileyen bir durumdur.

Gebelikte Hipertiroidi

Annede önceden hipertiroidi olması ve gebelik sırasında bunun aktifleşmesi yanında gebelik sırasında tanı konulan aşırı tiroid yüksekliği olguları da vardır. Annede görülen hipertiroidiler içersinde Graves hastalığı ilk sırada yer alır. Otoimmün bir hastalık olan Graves hastalığında antikorlar plasenta yoluyla bebeğe de geçerek hipertiroidiye yol açabilir. Sonuçta erken doğum fetüs kayıpları preeklampsi gibi durumlar ortaya çıkabilir. Hipertroidi olduğu bilinen bir annede süratli tedavi gerekir. Tedavide ilk aşamada antitiroid ilaçlar kullanılmalıdır. Ancak antitiroit ilaçların plasentadan bebeğe geçebileceği unutulmamalıdır.

Düşük dozlarda antitiroid ilaçlarla fötüsün tiroidinin etkilenmesi ve kalcı hipotiroidizm gelişmesi önlenebilir. Yani düşük doz ilaçlarla tiroit hormon seviyeleri annede yüksekle normal arasında tutulmaya çalışılmalıdır. İlaçla kontrol edilemeyen tiroit yüksekliğinde gebelerde cerrahi tedavi bir seçenektir. Ancak gebeliğin ilk üç ayında mecbur kalmadıkça ameliyat tercih edilmez. İyot 131 ablasyonu yani (atom tedavisi) gebelerde kontrendikedir. Yani gebelerde atom tedavisi yapılamaz. Bunun nedeni bebeğin radyasyona maruz kalarak büyük riskler altına girmesine yol açmamaktır. Her türlü tedaviye rağmen yanıt vermeyen tiroid yüksekliği vakalarında gebeliğe son verilmesi her zaman bir seçenektir.

Gebelikte hipertiroidi

Hipertiroidi tedavisi

Tiroit hormon yüksekliğine ve aşırı troid hormon yüksekliğine sebep olan bir çok hastalık vardır. Bunlar Graves hastalığı Plummer hastalığı ve hiperaktif adenomlar dediğimiz bir hastalıktır. Hipertroidi mutlak surette tedaviye muhtaç bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde ağır klinik sonuçlarla ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Tedavide ilk prensip antitiroit ilaçların kullanılmasıdır. Tromazol ve Metimazol gibi antitiroid ilaçlar eğer bir engel yoksa hastalara uygun dozlarda başlanır.

Yaklaşık olarak üç ila dört hafta içerisinde yüksek tiroit hormon değerleri normale inebilir. Normal seviyelerde seyreden tiroit hormon değerlerine ulaşılmışsa ilacın dozu azaltılarak idame tedavisine geçilir. Ancak antitiroit ilaçların çok uzun süre yüksek dozlarda kullanılmasının bazı yan etkileri de vardır. Bu yan etkiler arasında karaciğer fonksiyonlarının bozulması veya kemik erimesi gelişmesi sayılabilir.

Bundan dolayı antitiroid ilaçları düşük dozlarda vererek hastanın yüksek troid hormon düzeylerini normal tutamıyorsak o zaman başka tedavilerin devreye girmesi gerekir. Antitroid ilacı kestiğimizde eğer hipertroidi tekrarlıyorsa cerrahi tedavi devreye girer. Ameliyatla tiroid dokusunun tam olarak çıkartılması (total tiroidektomi) önerilen ameliyattır. Ameliyata engel bir durum varsa o zaman iyot ablasyonu yani atom tedavisi uygulanarak tiroid dokusunun aşırı hormon salgılaması önlenebilir.

Hipertiroidi tedavi edilmezse ne olur?

Hipertiroidi tedavi edilmediği zaman önemli klinik sonuçları bulunan bir hastalıktır. Tiroit yüksekliğinin en önemli bulgusu olan aşırı hızlı kalp atım hızı yani taşikardi uzun süre devam ettiği takdirde kalpte kapak yetmezlikleri ve sonuçta kalp yetmezliğine sebep olabilir. Bu açıdan tedavi edilmeyen hipertroidinin en önemli komplikasyonu kalp yetmezliğidir diyebiliriz. Bunun yanında böbrekte kan akım hızı azalacağı için böbrek yetmezlikleri ve aşırı zayıflamaya bağlı bağışıklık sistemi bozukluklari ve bunun sonucunda gelişen enfeksiyonlar hastalığın en önemli sonuçlarıdır. Psikosomatik bozukluklara bağlı olan ailesel ve toplumsal sonuçlar da hastalığın önemli komplikasyonlarıdır. Şunu söyleyebiliriz ki: aşırı tiroit yüksekliği tedavi edilmediği takdirde ağır sonuçları görülen önemli bir hastalıktır.

Sıkça Sorulan Sorular

Hipertiroidi komaya sokar mı?

Aşırı tiroit yüksekliği başlı başına hastayı komaya sokabilecek bir durum değildir. Ancak eğer troid krizi ya da hipertiroidi krizi ortaya çıkarsa bu durumda hastada ölümcül sonuçlar gelişebilir. Bu da hipertiroidisi bulunan kişilerin herhangi bir tedavi yapılmadan ameliyat edilmesi ya da ağır bir hastalığa tutulması sonucunda gelişir. Bu nedenle hastalarda ameliyat öncesi. rutin tiroid hormon seviyelerinin kontrol edilmesi hayati önem taşır.

Hipertiroidi ölümcül mü?

Hipertiroidi tedavi edilmediği taktirde uzun dönemde ölümcül olabilir. Bunun en önemli nedeni kalp yetmezliği ve böbrek fonksiyonlarındaki bozulmalardır. Ayrıca zayıflamaya bağlı olarak bağışıklık sisteminin devre dışı kalması da hastaları enfeksiyona açık hale getirerek ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Yüksek tiroit seviyesi bulunan bir kişinin tedavi edilmeden ameliyat ya da başka müdahalelere maruz bırakılması da hipertiroidi krizi veya troid krizi dediğimiz tabloyla hastaların ölümüne neden olabilir.

Hipertiroidi kalp çarpıntısı yapar mı?

Hipertiroidinin ve yüksek tiroit seviyesinin en önemli bulgusu kalp çarpıntısı (taşıkardi) dir. Bunun uzun sürmesi halinde kalple ilgili problemler ortaya çıkabilmektedir. Onun için tiroid ilaçları yanında kalp hızını yavaşlatan ilaçların da hastaya birlikte verilerek tedavinin devam ettirilmesi önem arz eder.

Hipertiroidi kaç yaş aralığında görülür?

Tiroit yüksekliği (hipertiroidi) her yaş grubunda görülebilen bir hastalıktır.

Hipertiroidi kilo aldırır mı?

Hipertiroidi kilo aldırmaz. Tam tersine hastanın iştahı yerinde olduğu halde zamanla kilo verdiğini fark eder. Zamanla eğer tedavi edilmezse zayıflama çok belirgin bir hale gelir ve sonucunda bağışıklık sistemi zayıflayarak hastalıklara açık hale gelebilir.

Hipertiroidi adet düzensizliği yapar mı?

Troid hormon yüksekliğinin adet düzensizliği ile ilişkisi vardır. Hipertroidi olan kimselerde özellikle de otoimmün olan hipertiroidilerde adet düzensizliği sık görülen bir problemdir.

Hipertiroidi ağrı yapar mı?

Hipertiroidi genellikle bir ağrı yapmaz. Ancak akut tiroit iltihapları (tiroidit) başlangıçta gelişen tiroid hormon yüksekliği nedeni ile hipertiroidi tablosu gibi başlar. İlk akut dönemde (tiroidit) yani tiroit iltihabında boyun ağrısı görülebilmektedir.

Hipertiroidi ilaçları kilo aldırır mı?

Hipertiroidi ilaçları kilo aldırmaz. Ancak tiroit yüksekliğine bağlı aşırı zayıflama nedeniyle verilen kiloların geri alınmasını sağlar. Bu etkiyi kilo aldırma olarak değil kaybedilen kiloların yerine konması olarak nitelendirebiliriz.

Hipertiroidi kendiliğinden geçer mi?

Hipertroidi esas olarak kendi kendine düzelen bir hastalık değildir. Yani otoimmün nedenlerle oluşan hipertiroidilerde kendi kendine bir düzelme beklenmez. Ancak akut tiroit iltihapları (akut tiroidit) sırasında gelişen yüksek tiroid değerleri bir süre sonra tiroit iltihabının kendiliğinden gerilemesiyle yerini düşük tiroid değerlerine (hipotiroidi) bırakabilir.